Geçmişin zenaati bu günün sanayisi triko sanayileşmenin sancılarını çekmekte. Arz talep dengesinin üretimin aleyhinde olaması sınırlı imkanlarla var olma saşı veren bir çok meslektaşımızı zor duruma soktu. Aslında geçmişte de sorunlarımız vardı Pazar sorunlarımız yokken yani.. O zaman neydi sorunlar? El makinesinde insan gücü ile çalışmak, yeterli mal üretememek. Sonra motorlu makinalar devri…tamircisi olmayan servisi yedek parçası bulunmayan servet değerindeki makinaların arızalarını gidermek için makineların altında sabahlanan geceler işin zenaat olduğu yıllarda aklını , becerisini ve özverisini ortaya koyup sıkıntıları sorunları birer birer aşan cefakar ustalar sayesinde aşıldı.. Kendi elemanlarını yetiştirdi sektör.. Meslek kolaylaştı, zenaatkar olmaya gerek kalmadı. Rusyanın dağılması ile talepte patlama yaşandı. Triko kentimizin cazip mesleği haline geldi.Bu cazibe meslekten olmayan birçok kişinin mesleğe girmesine dayanak oldu.Kalitesiz basma kalıp sayıya endeksli üretim yapıldı. Sonra sıkıntılar baş gösterdi .Ekonomik krizler, doymuş piyasa ve Pazar sorunları gibi. Bu gün ise gelinen noktada daralan piyasa , arzdaki fazlalık , düşük döviz kuru ve uzayan vadeler v.s.. Peki çözüm ne? Tabi kimse gelip bizi kurtarmayacak kendi çıkış yolumuzu kendimiz bulacağız. Eğer birilerinin gelip bizim sorunlarımızı çözmesini beklersek bu hayalcilik olur. fiimdi şapkamızı önümüze koyup düşünme zamanı . özeleştirimizi yapacak olursak son sistem teknolojik makine ile ürettiğimiz ürünler ortada Triko artık kışın sıcak tutsun diye giyilen bir ürün olmaktan çıkıp fantezi giyim eşyası oldu. Bu şartlarda: Nihai tüketici nin talepleri doğrultusunda ürün yapmak kaçınılmaz oldu, yani taklit etmek yerine kendi kolleksiyonumuzu hazırlamak zorundayız. Basma kalıp işler yerine güncel ürünler yapıp müşterinin beğenisine sunmak lazım. Bunu yapan esnaflarımız yok mu var ve çok da başarılılar fakat sayılerı azınlıkta . Biz yapımızı düşüncemizi değiştirmezsek sürekli kendimizi güncellemezsek işimiz çok zor. |