Temel giyim ihtiyaç maddelerinden biri olan çorap, yalnızca bir örtünme malzemesi olmayıp, insan sağlığı açısından da son derece önemli bir giysidir. Çorap insanın hayatı boyunca çok sayıda tükettiği ve kullandığı giyim eşyaları arasında ömrü en kısa olanıdır. Antik çağlardan günümüze günlük hayatımızın vazgeçilmez öğeleri olan çoraplar, Anadolu geleneğinin içinde üzerine işlenen motifleriyle sahibinin sesi de olur.
Çorap tarihi incelendiğinde; ilk çorap bulgularının M.Ö. 500-600 yıllarına ait oldukları görülmekte. Altay dağları eteklerinde yapılan kazılarda bulunan çorapların keçeden yapıldığı belirlenmiştir. İlk yazılı kaynaklarda ise Yunanlı şair Hesedios (M.Ö. 8.yy) hayvan kılından örülen bir ayakkabı astarından söz etmiştir. 1920 yılında Mısır'da yapılan kazılarda ise M.S. 3. ve 6.yy'a ait örme çoraplar bulunmuştur. MS 2. yüzyıldan başlayarak keçe ya da hayvan postundan kesilerek dikilen, ama esnek olmayan çorap benzeri giyeceklerin üretildiği de biliniyor.
Anadolu kültüründeki çorapların benzerlerini ise Balkan ülkelerinde, Türkmenistan'da, Yunanistan'da, sürüleriyle yaşayıp oradan oraya dolaşan topluluklarda da görebiliyoruz. Türkçe'deki çorap sözcüğü ise Farsça kökenlidir. "Gorab" sözcüğü, Arapça'ya 'curap', buradan Türkçe'ye ise 'çorap' olarak geçer ve Balkan diline de girer. Türkmenistan'da ise çoraba 'ceşka' adı verilir. İngilizce çorap anlamına gelen 'sock' sözcüğünün kökeni olan Latince 'soccus' ise, aslında alçak topuklu hafif ayakkabılar için kullanılırdı. Romalılar bu sözcüğü antik Yunanlılardan almıştı. Yunanlıların giydiği 'sukkhos', yani ayağa dolanan bir posttan yapılan hafif ayakkabılar, Romalılar zamanında, Britanya'nın işgali ile adalara taşındı, çizmenin içine giyilebilen bu bir tür çoraplarla ayakların korunabileceğini gören Anglosaksonlarca benimsendi. Hun imparatoru Atilla bacağına çok renkli kumaş parçaları sarardı. 16 yy'a gelindiğinde o günün sosyete ve üst sınıfı çorap kullanmaya başladı, çorap kendini ifade etmenin bir aracı sayılıyordu ve rengarenk, parlak, çizgili desenlerde çoraplar giydiler.
NAYLON ÇORABIN SERÜVENİ
El örgüsü çoraplar bugünkü biçimlerini 17.yy'da almıştır. Nottingham'da yaşayan William Lee kadınların elle örme hareketlerini izleyerek, aynı hareketleri mekanik olarak gerçekleştiren bir düzenek hazırlamıştır. Hazırladığı bu sistemle de ilk mekanik çorap üretimini gerçekleştirmiştir. Bu sistem zaman içerisinde geliştirilmiş ve 1849'da İngiliz Matthew Towsend'in dilli iğnenin patentini alması ile örgü sektöründeki gelişmenin önü açılmıştır. II. Dünya savaşı sırasında Amerika'da Dupont şirketinin aşınmaya karşı yüksek dirençli, örtücü ve esnek bir elyaf olan ve günümüzde Naylon 66 olarak bilinen ipliği üretmesi ile çorap daha dayanıklı, esnek ve rahat bir giysi halini almıştır. 20. yüzyıl'ın başlarında kadınların kullandığı çorapların % 88'i pamuk, % 11'i yün % 1'i ise ipek iken, ipek kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber çoraplarda inceliyor ve zarifleşiyor. 1920'lerden sonra etek boyları kısalması ve bacakların daha ön plana çıkması çorabın gelişimini de hızlandırıyor. Çorap 1930'lardan itibaren korunmanın ötesinde moda anlamı taşımaya başlıyor. Bayan çorabı 2. büyük sıçramasını 1959 yılında Spandexin (Lycra) keşfedilmesi ile yaşadı. Bu oldukça elastik yapay iplik o güne kadar görülmemiş bir moda oluşturdu. Ve 60'larda külotlu çorap artık moda olmaktan çıkmış ve kadınların vazgeçilmez aksesuarı haline gelmişti. O yıllardan bu yana naylon çoraplar bayan çorap pazarında üstünlüklerini sürdürdüler.
TÜRKİYE'DE DURUM
Türkler çorabı elde ve 5 şişle örüyorlardı. Örgü malzemesi olarak yün tiftik ve ibrişim kullanılıyordu. Bölgelere göre çeşitlilik gösteren bu çoraplar el dokuması sanatının en güzel örneklerini vermiştir. Anadolu çorapları sadece dokunduğu malzeme bakımından değil; motifleri, renkleri ve bunların temsil ettiği anlamlar bakımından da büyük özellik taşıyordu. Türkiye'de yüzyıllar boyu elle örülen çorap 1900'lü yılların başından itibaren basit kollu makineler ile üretilmeye başlamıştır. II. Dünya savaşından sonra küçük ev atölyelerinin ve işletmelerin oluşumları gözlenmiştir. Türkiye'de çorap sanayi ise 1923 yılında teşviki Sanayi Kurulundan faydalanılarak kurulmuş ve zamanın gelişmiş makineleri ithal edilerek faaliyetine başlamıştır. 1980'li yılların ortalarına kadar sektör yapısı atölye ve küçük işletmeler olarak tanımlanırken, bu tarihten sonra ve özellikle ihracata yönelik üretimin de başlaması ile fabrikalaşmaya yönelik bir yapılanma oluşmuştur. Henüz optimum büyüklüğü yakalayamamış olan çorap üreticileri ise ana fabrikalara fason üretim yaparak kapasitelerine katkıda bulunmuşlardır. Türkiye bugün çorap üretimi bakımından kendi ihtiyacını karşılaması yanında üretiminin % 90-95'ini ihraç etmektedir. Ülkemizde 800 civarında firmada 20.000'nin üzerinde çorap makinesi bulunmaktadır. Bu makinelerin imalat kapasitesi günde 3 vardiya üzerinden yıllık yaklaşık 2 milyar çifte ulaşmıştır. Ayak anatomisine uyan ve bugün makinelerin ürettikleri gibi ayakkabı, çizme, çarık ve botla giyilebilen bu renk renk, süslü Anadolu çorapları yüzlerce yıl öncesinin önemli bir buluşuydu. Göçebe toplumların kâşifliğini yaptığı çoraplar, vazgeçilmezlerimiz olarak günlük hayatımızda binbir çeşidi ile yer almaya devam ediyor.
TÜRKİYE ÇORAP SEKTÖRÜNÜN YAPISI
Türkiye'de çorap sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 2000 dolayında işletme bulunmaktadır. Bu işletmelerin yaklaşık 120 adedi orta ve büyük işletme kategorisinde değerlendirilebilir. Türkiye çorap sektörü üzerinde yapılan anket sonuçları incelendiğinde, sektörün genç bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Faaliyet gösteren firmaların büyük bir çoğunluğu 10 - 15 yıllık bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Bu da sektörün geleceği için umut verici bir değer olarak görülmektedir. Türk çorap sektörü verileri incelendiğinde; firmaların % 89'unun öz sermaye ile kurulduğu dikkati çekmektedir. Sektör yapısı incelendiğinde genellikle aile şirketlerinden oluştuğu gözlenmektedir. Sektör 1985 yılına kadar mekanik örgü makineleri ile üretimini gerçekleştirmiştir. Ancak ihracat hamlesi döneminde makine parkı dağılımları 15 yıllık periyod içerisinde tamamen değişmiştir. 2002 yılı verilerine göre Türk çorap sektörünün mekanik makine kullanım oranı % 20 ve elektronik çorap makinelerinin oranı % 80 seviyelerine çıkmıştır. Ancak bu makinelerin randımanlı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı tartışma konusudur. Bilindiği gibi çorap üretimi belirli kısımlara ayrılmıştır. Bunlar örme işlemi, örülmüş çorapların burun dikiş işlemleri ve formalama-etiketleme (ütü) işlemlerinden oluşmaktadır. Çorap işletmeleri bütün bu işlemleri kapasite ve çeşitli nedenlerden dolayı bünyelerinde barındıramamaktadırlar. Türkiye çorap sektöründe de durum pek farklı değildir. Sektör yapısı incelendiğinde entegre çorap işletmelerin oranı % 14 olarak belirlenmiştir. Sektör çoğunlukla ihracatçı firmalara fason örme işlemi yapan bir yapıya sahiptir. Sadece örme işlemi yapan işletme oranı % 61'dir. Ülkemiz çorap sektörünün ihracat artışı, bireysel ve toplumsal yaşam düzeyinin yükselmesine, kalite ve standartlaşmanın öngörülmesine, ulusal ve uluslararası pazarlarda daha fazla söz sahibi olabilmeyi sağlamaktadır.
GÜNÜMÜZDE ÇORABIN YERİ
Eski zamanlarda yalnızca çok zengin kişilerin kullanabildiği çorap bugün her gelir seviyesindeki kadın için giyiminin vazgeçilmez unsurlarından biri. Günümüzde çorap sadece kış aylarında bir ihtiyaç değil hem yaz hem kış aylarında kullanılan giyimin ayrılmaz bir parçası. Çorap sadece kıyafeti tamamlayıcı bir unsur olmakla kalmıyor ufak tefek kusurları örterek bacaklara daha estetik bir görünüm kazandırıyor. Uzun yıllar sade çorap giymeye alışan kadınlar artık değişik renk ve desenlerde çoraplar arasından seçim şansına sahip. Kadın giyiminde önemli bir yere sahip olan çoraplarda tek renk ve desen devri artık tarihe karıştı. Bir zamanlar aksesuar sayılan, hatta bacakları güzel göstermesinden başka bir işlevi olmayan çoraplardan artık kadınlar çok şey bekliyorlar. Her giysiye uygun renk ve desendeki çoraplar bazı durumlarda kadınların ruh haline de hitap ediyor. Öyle ki özel bir günde çok seksi olmak isteyen kadınlar seçtikleri çorapla amaçlarına ulaşabiliyorlar. Bazı çoraplar ise insanın içindeki çocuğu ortaya çıkarıyor. Günümüzün şık çorapları kadınların sadece kıyafetlerini tamamlamakla kalmıyor, kusurları da kapatıyor. Tektil teknolojisinde gelişimden payını alan özel dokunan çoraplar kalçaları sıkılaştırıyor, göbeği saklıyor. Mucizevi etkiye sahip olan çoraplar arasında tedavi edici özelliğe sahip olanlar da var. Selülit, çatlak, varis ve hijyen gibi önemli konularda güçlü etkilere sahip olan çoraplara rağbet her geçen gün artıyor.
|